1 Şubat 2012 Çarşamba

BABAMIN ŞİİRLERİ 8

hıçkırıklar

kimi göçen faniye
kimi kalan yetime
taaa içten kopup gelen
ağıttır hıçkırıklar

bizi bırakıp giden
candan sevdiğimizin
ardından kopan acı
feryat bu hıçkırıklar

yaşamın eşiğinden
çevirirdi bizleri
eğer anlasaydık biz
o anda hıçkırıklar

mademki yaşıyoruz
inletecek her yeri
acımızı göklere
anlatan hıçkırıklar

canana neler verdik
karşılık beklemeden
bir tebessüm etmedi
ondan bu hıçkırıklar

bir yazyağmuru gibi
geçici gülüşümüz
yaşam boyu bizleri
bırakmaz hıçkırıklar

bir gülücük belirse
şimdi dudaklarımda
sonra düğüm düğümdür
içimde hıçkırıklar

27 Ocak 2012 Cuma

BABAMIN ŞİİRLERİ 7

evlad-ı fatihan'ın
anavatan'a göçü

yıl 1936
bir göç başlamış anavatan'a
ne var ne yok taplanmış
çoluk çocuk
                  eşya hayvan
yüklenmiş varna'da vapura
başlamış yolculuk
vapur mutlu
                  evlad-ı fatihan-ı almış kollarına
deniz mutlu
                  serilmiş yollarına
tuna üzgün
                 ayrılığın derdinden
boşanıvermiş de
                         en ince bir yerinden
"aliş'imin kaşları kare
sen açtın sineme yare"
                                 türküsüyle ağlıyor
nazım'ın kalbi güm güm atıyor
1356 gidişinin dönüşü bu
                                       anlı şanlı
zaferler diyarından nazım vapuru geliyor
                                                                karşılayın
1936 da evlad-ı fatihan-ı altı asrın özlemiyle
anavatan kucaklamış

26 Ocak 2012 Perşembe

BABAMIN ŞİİRLERİ 6

kervan

makber deyince abdülhak hamit gelir aklıma
haluk tevfik fikret'i hatırlatır
nejat feryadıdır mahmut ekrem'in
bir basamak ahmet haşimsiz çıkılmaz
vuslat yahya kemal'le gelir sanki
çoban çobandır her yerde
bingöl çobanları misali
kemalettin kami'nin
yolcuyuz bir yolda nasılsa
dur demezse necmettin halil
kaya gibi deriz
güçlülüğümüzü belirtirken
mermer de kaya
ömer bedrettin'in elinde erir
olur şiire maya
kaldırımlar otel odaları yeridir her yalnızın
öyle der necip fazıl gecenin karanlığından
başkadır başka
tanpınarı'ın ağzından bursa'da zaman
yumruktur fazıl hüsnü dize dize
her ezilen gölgesinde
bir çöğür anadolu bozkırında talip apaydın
ümit bağlanan kendi yeşilince
yaşar nabi betikleri şiirleri işte
güçlü tok
aydınlık günlere doğru birer yol
ve aklımdan çıkmıyor
mitoloji'nin şairi cahit tanyol
orhan veli oktay rıfat melih cevdet
parçaladılar şiirin atomunu
nazım hikmet'te gördük
şiire neler konu
sait faik insancıldır öyküsünde şiirinde
bedri rahmi bölük pörçük yüreğimde
ve ben şimdi bu kervanın gerisinde
sevdiklerimin izinde
yavaş yavaş yürüyorum
                             1969

25 Ocak 2012 Çarşamba

BABAMIN ŞİİRLERİ 5

melankoli

sen koskoca bir kentte
kalabalığa inat
yalnızlık nedir bilir misin hiç
neonların aydınlığında
karanlıkta kaldın mı
kara kara düşündün mü hiç
bulvarların kaç adım olduğunu bilir misin
saat sıfır otuzdan sonra
tek başına yürüdün mü hiç
kaçtığın oldu mu tek tük aşina yüzlerden
dost oldun mu köşe başlarındaki direklerle hiç
kulağına ne fısıldar deniz
ellerin ceplerinde çaresiz
rıhtımda dolaştın mı hiç
yıldızların dili ayrıdır
gözleriyle konuşur onlar o saatte
o saatte saat sıfır otuzdan sonra
gökyüzüne baktın mı hiç
sen gecenin geç vaktinde
dilsiz sağır bir kentte
şarkılar söyledin şiirler okudun mu hiç
hiç içtin mi
                 yalnızlığı
                               karanlığı
                                            sessizliği
                                                          hiç
sevdin mi hiç

24 Ocak 2012 Salı

BABAMIN ŞİİRLERİ 4

izmir
görünüm şahane bir kolye gibi
denizi lekesiz bir ayna gibi
imbatı esince okşuyor gibi
izmir'den kovalar hep dumanları

yer ve gök masmavi bir atlas gibi
öyle bir boşluk ki sonu yok gibi
izmir bu boşlukta avize gibi
pervane uçuşan hep martıları

körfezi iki kol sarıyor gibi
vuslatın tadına varıyor gibi
karşıda bir gurup kanıyor gibi
başkadır izmir'in ah akşamları

caddeler cetvelle çizilmiş gibi
binalar yanyana dizilmiş gibi
izmir'de ne varsa sizinmiş gibi
gönülden alıyor bir bir gamları

kalplerde bir aşk var ısıtır gibi
evler bir saray da biz dük'ü gibi
sevgisi izmir'in süsümüz gibi
mutludur bu kentin tüm insanları

hayat var hep kanı kaynıyor gibi
kabına sığmıyor taşıyor gibi
aşıyor sırtları başı boş gibi
şirinyer buca ve karabağlar'ı

kara deniz hava yollar ağ gibi
çepçevre her taraf yeşil bağ gibi
bakınız kordon'da atam sağ gibi
o hedef coşturur okuyanları

iklimi eşsizdir bir bahar gibi
tabiat gülüyor mutlular gibi
suları berraktır bir pınar gibi
örnek mi bornova ve yamanları

izmir'den bereket fışkırır gibi
tütünü üzümü kehribar gibi
korular mis kokar bir amber gibi
doyulmaz seyrine süsler dağları

en tatlı nağmeler bülbüller gibi
besliyor ruhları bir pınar gibi
ustalar gönülde taht kurar gibi
anıl nalkesen ve şardağ'ları

içimizde bir his gurbette gibi
izmir'den ayrılsak dönüş yok gibi
plaka otuzbeş kendiymiş gibi
okşamak isteriz o rakamları

kanun var her taraf sütliman gibi
taşralıya yardım yarışır gibi
o eski külhanlar sıvışır gibi
efendi saygılı hep insanları

methine yetilmez dilsizler gibi
taaa şuram tıkandı iniler gibi
kasım der ne yapsam deliler gibi
homer'den bu yana hep ozanları
                                         1970

23 Ocak 2012 Pazartesi

BABAMIN ŞİİRLERİ 3


izmir gecelerı

istiridye renkli akşamlarla
gemiler yanaşır koylarına
başlar
         yosun kokulu
                              sevda dolu geceler
en uzak yıldızlar göz kırparken
giz dolu bir suskunluğa dalar sular
sonra birden ay
karşı tepelerin ardından
                                     yükselir
                                                 yükselir
öper oylumlarını
hafif bir rüzgar okşarken
                                      bütün hatlarını
deniz afrodit kesilir
                              rıhtıma serer saçlarını
o dem
        hisseder yürekler acısını
                                              eros'un oklarının
taverneler körfeze dökerler
                                           şarkıların en dokunaklısını
şafak takıncaya kadar ufka pembe parmaklarını
ay batar
            yıldızlar söner
                                  şarkılar susar
demir alır gemiler
                            yavaş
                                    yavaş
yeni bir günü müjdeler martılar
çığlık çığlığa
                    pürtelaş
çırparlar kanatlarını

21 Ocak 2012 Cumartesi

BABAMİN ŞİİRLERİ 1

İZMİR AKŞAMLARI

temmuzda akşam saatlerinde
eski babil bahçelerinden koparılmış
altın portakaldır İzmir'de güneş
her akşam oynak ışıkların okşadığı deniz
sevi şarkıları söyler kıyılarda sessiz
bir renk cümbüşü başlar ufukta
                      mavi
                             pembe
                                      mor
anlatılmaz insana kor
dur diyemezsin ki zamana o bir an 
                                                            geçer
martılar yuvalarına çekilir 
                                              teker
                                                           teker
güneş batar
                 ufuk kararır
başlar gece başlar dert dayanması zor
ille İzmir akşamları
                                  mavi
                                                 pembe
                                                               mor