22 Ağustos 2016 Pazartesi

Sabah sabah

Sabah uyandım ve güneş olağan üstü güzel doğdu yine. Sokağa attım kendimi mutlulukla. Bahar mis gibi kokuyordu, güzel şehrim İzmir'de. Görevliler herkesten önce uyanmış sokaklar tertemiz süpürülmüş ve yıkanmış. Bahar etkisini öyle göstermiş ki herkesin yüzü gülüyor. Selamlaşma yarışında birbiriyle, sevgili şehrim İzmiri'de. Sokaklar, cetvelle çizilmiş gibi. Islık çalarak geziyorum her birini. İş yerlerinin tabelaları bu kadar özenli midir? başka kentlerde de  diye düşünürken, uçuşan martıların sesleri, en güzel namelerle yayılıyor, üzerine bahar yağan şehrimin. Bir tek klakson sesi bozmuyor bu melodileri. Parklarda, ekili çiçekler, binaların şahane renklerinin, iş yerlerinin, resim gibi dekorlarının, bisikletiyle sabah gezintisi yapanların, hayata sımsıkı bağlanmasını sağlıyor. sevgili şehrim İzmir'de. İnsan şair olur,  bu kentte. Şirler mutluluk, tebessüm mısraları ile taşar. Şehrim dünyanın en güzel eserleriyle bezenmiş,  açık hava müzesi gibi. Duygu yüklü, yürekli sanatçılar yontmuş, şu gördüğüm heykelleri. Herbirinin başında, saatler geçiren turistleri görünce, gurur duyuyorum, bu şehrin, İzmir'in, bir ferdi olmaktan. Bu gün,  çalışmayayım diyorum. Öğlen, botanik bahçe olan, kültürparkı gezerim. Ağaçların, çiçeklerin,  üzerinde yazılı olan açıklamalarından, neler olduklarını öğrenirim. Akşam üzeri, bir gevrek alır, vapurla Karşıyaka'ya geçerim, mis gibi denizin kokusunu, içime çekerim. Kim bilir, belki gevreğimin yarısını martılarla paylaşır,  şakalaşırım. İzmirliler,  yarışta sanki, seferber olmuşlar, bir günü daha, nasıl şahane yaparız, yaşarız diye... İnanın, bu saatte, dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz, şu gördüğümü. Gazete bayiilerinin önünde,  kuyruklar oluşmuş. İzmirli okuma alışkanlığı ile öncü şehirdir. Üretilen her kitap, önce İzmirliler tarafından alınır ilk. Tiyatrolar, Senfoni, Opera kapalı gişe yapar gösterisini. Sadece İzmir'dedir meydanlarda pazar konserleri. Sanat galerileri yarıştan hiç kopmazlar. Sadece İzmir'de kota uygulanır Arkeoloji müzesi ziyaretlerine. Belki artık daha geniş bir yere taşınma vakti gelmiştir! Bir ara diyorum, Kadifekale'ye çıkayım Tantalos ile yemeğimi paylaşayım. Sonra agoraya giderim Cevat Şakir'in mavi gözlerine bakarım. Sonra,
 Sonra diyorum Cenap uyu henüz uyanma vaktin gelmemiş!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder